Derik Kaymakamının öldürülmesine ilişkin davada 1 kişi müebbet alırken, aralarında 3’er kez müebbet istenenlerin de bulunduğu 14 sanık ‘cinayet’ suçlamasından beraat etti.
Mardin’in Derik Belediyesi’ne kayyım olarak atanan Kaymakam Muhammed Fatih Safitürk’ün 10 Kasım 2016’da makamına konulan bombanın patlatılması sonucu yaşamını yitirmesiyle ilgili yargılamanın 12’nci duruşması görüldü. Mardin 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde 6’sı tutuklu toplam 15 kişinin yargılandığı davada karar çıktı. Çelişkilerle gündeme gelen iddianamede hakkında 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen 8 sanık Kaymakam Safitürk’ün öldürülmesi iddiasından beraat etti. Sanıklardan Kaymakamlık Yazı İşleri Şefi Şerif Mesutoğlu hakkında iki kez ağırlaştırılmış müebbet ve 18 yıl hapis cezası verdi. Bazı sanıklara farklı iddialarla cezalar verilse de bazıları yattıkları süre göz önünde bulundurulurak, bazıları ise cezaları paraya çevrilerek tahliye ve beraat etti.
Savcı, mütalaasında tutuksuz yargılanan Saime Ateş Şerifoğlu, Mehmet Ali Yazıl, Hüseyin İzci, Abdulkadir Deniz, Ahmet Deniz ve Fikret Deniz’in beraatlarını talep etmişti. Savcılık, tutuklu sanıklar Tahsin Erdaş, Vedat Erol, Mehmet Deniz, Devran Aslan, Fikret Baği ve Şerif Mansuroğlu ile tutuksuz sanıklar Nursel Eser, Ziynet Erdaş ve Zuhal Dalçin için ise 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep etti.
Duruşmada tutuksuz sanıklar hazır bulunurken, Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığı ile duruşmaya katılan tutuklu sanıklar suçlamaları redderek tahliyelerini istedi.
1 KİŞİYE MÜEBBET, 14 KİŞİYE BERAAT VE TAHLİYE
6’sı tutuklu 15 sanığın yargılandığı davada kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklardan Kaymakamlık Yazı İşleri Şefi Şerif Mesutoğlu hakkında iki kez ağırlaştırılmış müebbet ve 18 yıl hapis cezası verdi. Şerifoğlu 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanıyordu. Diğer 14 sanık hakkında ise, Kaymakam Safitürk’ün öldürülmesi suçlamasından beraat kararı verildi. Hakkında beraat verilen sanıklardan 8’i 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanıyordu. Bu sanıklardan tutuklu bulunan olan 6’sı tutuklu yargılanıyordu. Mahkeme, Şerifoğlu dışındaki 5 tutuklu sanık için üzerlerine isnat edilen suçlardan beraatlerini ve tahliyelerine karar verildi.
Mahkeme, sanıklardan 3’er kez müebbet istemiyle yargılanan Tahsin Ertaş’a ‘Kamu malına zarar vermek’ gerekçesiyle 1 yıl 10 ay, Fikret Deniz’e ise ‘Silah Kanunu’na muhalefet etmek’ suçlamasıyla 5 yıl hapis cezası verdi. Sanıklar hakkında bu suçlamalardan, yattıkları süre göz önüne alınarak ve verilen ceza paraya çevrilerek tahliye kararı çıktı.
İddianamedeki çelişkilerle gündeme gelen davanın ‘en önemli tanığı’ olarak gösterilen kişinin akli dengesinin yerinde olmadığı ve sorgusunda söylemediği ifadelerin tutanağa geçirildiği ve tek kelime Türkçe bilmeyen tanığın sözlerinin TEM şubede görevli bir polis memuru tarafından tercüme edildiği ortaya çıkmıştı. Karar duruşmasından önce Artı Gerçek’e konuşan Tahsin Erdaş’ın avukatı Hatip Mercan sanıkların suçlanmasına dayanak yapılan ifadeleri verenlerden birinin akli dengesinin yerinde olmadığını, sorguda hiç kullanmadığı ifadelerin iddianameye girdiğini ve gözaltı listesini emniyetin çaycısının hazırladığını anlatmıştı.
Akli dengesi yerinde olmayan tanığın görüntülü sorgusunda yaşananları aktaran avukat Mercan, Kürtçe ifade veren tanığın sorulara verdiği ‘evet’ cevabının dosyaya ‘Tahsin Bey’in yanında bulunan çekmeceden aldığı kağıtlarla birlikte krem renginde bir kumandayı da verdiğini gördüm. Tahsin bu kumandayı katlayarak içine koydu’ şeklinde aktarıldığını, Artuklu Üniversitesi’nden alınan bilirkişi raporunun da tercümenin yanlış yapıldığını, tanığın kullanmadığı ifadelerin yazıldığını belirlediğini dile getirmişti. ‘Kargodan bomba geldi’ iddiasının da çürütüldüğünü aktaran avukat Mercan, iddianamenin kurgu olduğunu ifade etmişti. Ortaya çıkan sorgu görüntüleri de avukatın tanık ifadesine dair açıklamalarını doğrulamıştı.
Kaynak: Artı Greek