Yakın zamana kadar demokrasinin feneri olan Türkiye, görece serbest bir basına sahipti. Dünyanın diktatörleri ve monarşileriyle ünlü bir bölgesinde, Türk kurumları, liberalleşmek ve ifade özgürlüğüyle basın özgürlüğü gibi kişisel özgürlükleri teminat altına atmak için sıkı bir çalışma yürütmekteydi. Ancak Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidara gelmesiyle birlikte bu tablo değişti. Erdoğan, kendisine yöneltilen bir teşebbüsü, muhaliflere karşı sert önlemler almak için bahane etti. Binlerce kişi üniversitelerden kovuldu, on binlerce kişi memurluktan çıkarıldı ve aralarında medyada onu eleştirenler de dahil olmak üzere 50 bin kişi tutuklandı. Düzmece suçlamalarla tutuklananlar arasında, Erdoğan’ı yozlaşmış bir diktatör olarak resmeden karikatürlerinin, tabanını -mizaha ve özgür basına pek sıcak bakmayan- dindar muhafazkarların oluşturduğu Türkiye Cumhurbaşkanı’nı şüphesiz öfkelendiren Musa Kart da bulunuyor. Bu yargılama komedisinde, -Cumhuriyet gazetesinden 13 gazeteci ve çalışanla birlikte- Kart da “Terör örgütlerine yardım”dan suçlu bulundu ve yaklaşık dört yıl hapis cezasına çarptırıldı. Amerika Birleşik Devletleri Türkiye’nin ilerlediği karanlık yöne sapmamak için önlem almalıdır.
Gazeteci Furkan Karabay sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle tutuklandı
Tutuklanan ve yerine kayyum atanan CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’le ilgili soruşturma sürecine dair sosyal medya paylaşımları...