Etkin Haber Ajansı (ETHA) editörü İsminaz Temel ve muhabiri Havva Cuştan’ın da aralarında bulunduğu 23 kişinin “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası yapmak” suçlamalarıyla yargılandığı davanın yedinci duruşması duruşması 26 Kasım 2019 günü İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
P24 tarafından takip edilen duruşma, 20 dakikalık gecikmeyle 10:34’te başladı. Temel ve Cuştan’ın katılmadığı duruşmada sekiz sanık ve sanık avukatları hazır bulundu.
Duruşmanın başlangıcında söz alan avukat Kader Tonç, bu celse dinlenmesi planlanan “Zafer Atılım” ve “Eylül Kızılbaş” isimli gizli tanıkların dosyanın soruşturma aşamasında yer almamaları sebebiyle dinlenilmemesini talep etti. Söz konusu gizli tanıkların dosya bakımından tanık koruma kararına tabi olamayacağını belirten Tonç, “Gizli tanıklardan Eylül Kızılbaş isimli şahsın 1 yıl önce öldüğünü söylediniz (mahkeme başkanına hitaben). Soruşturma aşamasında yer almayan tanıkların gizli olarak dinlenmesi uygun olmayacaktır. Eğer mahkeme dinlemekte ısrar ederse açık olarak dinlenmesi gerekir” diye konuştu.
Mahkeme, dosyanın mahiyeti, tanık koruma hükümleri, söz konusu tanığın başka dosya üzerinde de devam eden tanıklığı nedenleriyle kimliğinin deşifre olması gibi durumlar ortaya çıkacağından Zafer Atılım’ın gizli tanık olarak dinlenmesine karar verdi.
Tanık, mahkemeye hangi konuda bağlandığını sordu
Duruşmaya SEGBİS ile bağlanan gizli tanık Zafer Atılım, sesi ve görüntüsü değiştirilerek ifade verdi. Mahkeme başkanı gizli tanıktan bildiğini anlatmasını istedi. Gizli tanık Zafer Atılım ise “Hangi konuda?” diye sordu. Avukatlar tanığın bu beyanının zapta geçmesini istedi. Mahkeme başkanı ise “Geçmek zorunda değil” dedi.
Mahkeme başkanı gizli tanığa, dosya kapsamında yargılanan sanıklarla ilgili bilgisi olup olmadığını sordu. Gizli tanık Zafer Atılım, “Hangilerini tanıdığımı açıklamak istemiyorum. İsmen tanıdığım ve simaen tanıdığım insanlar var. Ama bunlar örgüt içerisinde yapılanmalarda ve korsan eylemlerde aktif çalışma yürütüyorlar” yanıtını verdi.
Tanık susma hakkını kullanmak istedi
Avukat Sinan Zincir gizli tanığa, “Emniyete gizli tanık olarak siz kendiliğinizden mi başvurdunuz?” diye sordu. Tanık “Evet” diye yanıtladı. Avukat Zincir, “Daha önce 4 Ekim 2013 tarihinde savcılığa ifade vermişsiniz. Daha sonra da ifade verdiniz mi?” diye sordu. Tanık ilk önce açıklamak istemediğini ifade etti ancak daha sonra yalnızca bir kez ifade verdiğini söyledi.
Avukat Zincir, tanığa daha önce bir kez verdiği savcılık ifadesinde dosyada yargılanan isimlerden yalnızca ikisini tanıdığı yönündeki beyanını hatırlatarak,
“Şimdi nasıl tanıdığını söylüyorsun?” diye sordu. Tanı, bu soruya cevap vermek istemediğini ve susma hakkını kullanmak istediğini ifade etti. Avukat Zincir, tanığın bu beyanının kayıtlara geçmesini istedi.
Avukat Ömer Çakırgöz, gizli tanığın sesinin net gelmediğini ve mahkeme heyetinin de tanığı net olarak duymadığını, sağlıklı bir tanık dinlemesinin yapılamadığını ve bu hususun zapta geçmesini talep etti. Mahkeme başkanı, “Şu an mahkemeyi oyalıyorsunuz. Kanunu açın, duruşmanın yönetimi başkana aittir” şeklinde yanıt verdi. Mahkeme başkanı daha sonra güvenliğe dönerek polis çağırmalarını söyledi. Avukatların itirazı üzerine mahkeme başkanı, “Söz hakkı vermiyorum. Söz hakkı almadan konuşmayın” dedi. Mahkeme başkanının isteği üzerine polis memurları duruşma salonunun önüne geldi ancak içeri girmediler.
Tanık görgüsünü değil duyduklarını anlattı
Mahkeme başkanı, “Ben gizli tanığa karşıyım, uygun görmüyorum. Ama gel gör ki ara karar alınmış” diyerek salondaki gergin havayı dağıtmaya çalıştı.
Mahkeme başkanı tanığa, “Huzurda bulunan sanıkların örgütle ilgisi var mı?” diye sordu. Tanık, “İsimlerini vermek istemiyorum ama var. Sanıklardan ikisi bomba süsü verilmiş pankart hazırladılar ve korsan eylemlere katıldılar” diye yanıt verdi. Mahkeme başkanı, “Tarihleri hatırlıyor musunuz?” sorusunu yöneltti. Tanık hatırlamadığını söyleyince mahkeme başkanı, “Siz de var mıydınız o eylemde?” diye sordu. Tanık, susma hakkını kullanmak istedi. Mahkeme başkanı tanığa, “Bomba süsü verilmiş pankartı hazırladıklarına ilişkin bilgin mi var, yoksa görgün mü?” sorusunu yöneltti. Tanık görgüsü olmadığını, bilgisi olduğunu söyledi.
Uzman mütalaası dikkate alınsın
Sanık avukatları, yurtdışına çıkış yasağı şeklindeki adlî kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını talep etti. ETHA editörü İsminaz Temel’in avukatı Ömer Çakırgöz, “Gizli tanık müvekkilimle ilgili somut bir şey söylememiştir. Müvekkilim gazetecidir ve yurtdışında da mesleğini yapmak istiyor. Yurtdışına çıkış yasağının kalkmasını istiyoruz. Önceki celse uzman mütalaası sunmuştuk. Mütalaada da müvekkilimin gazeteci olduğu ve ifade özgürlüğünün ihlâl edildiği üzerinde durulmuştu. Bu mütalaanın da dikkate alınmasını istiyorum” dedi.
Mahkeme, savcının, sanıkların, avukatların ve seyircilerin varlığında ara karar için müzakere yaptı. Mahkeme, dijital materyallerin incelemesinin ne aşamada olduğunun öğrenilmesi için İstanbul Siber Suçlarla Mücadele Müdürlüğü’ne yazı yazılmasına, diğer iki gizli tanıkla ilgili dosya kapsamı ve delil durumu dikkate alınarak dinlenmelerinden vazgeçilmesine, ve sanıklara uygulanan adlî kontrol tedbirlerinin devamına karar vererek davayı 13 Mart 2020 tarihine erteledi.
Kaynak: Cansu Pişkin, P24