Medya kurumlarının ve çalışanlarının Düsseldorf’ta geleneksel olarak bir araya geldiği medya festivali ‘Campfire 2022’ gerçekleştirildi. Festivalin katılımcıları arasında ye alan İnternational Journalist Association (IJA) bu önemli medya buluşmasında yasadışı şekilde mülküne el konan gazeteciler ile ilgili hazırlanan uluslararası bir raporu kamuoyu ile paylaştı.
Otoriter yönetimler halkı sindirmek ve aydınları susturmak için sıkça ‘terörizm’ yaftasını kullanıyor. TCK’daki 6415 sayılı ‘terörizmin finansmanı’ yasası bu sopayı kullanışlı hale getiriyor. Rapora göre; Türkiye’de mahkeme kararına bile gerek duyulmaksızın 2021 yılında yayımlanan iki KHK ile ‘terörizmin finansmanı’ suçlamasıyla 770 kişinin malvarlığı donduruldu. Listede 34 gazeteci yer alıyor. Söz konusu gazeteciler, bu uygulama yüzünden birçok finansal işlemi yapamaz halde.
Türkiye, yurt dışından gelen kara parayı sorgusuz sualsiz kabul ediyor. Uluslararası kuruluşlar da kara para Türkiye üzerinden dolaşıma girmesin diye Ankara’yı sıkıştırıyor. Türkiye OECD bünyesinde kurulan Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu’nda (FATF) gri listede bulunuyor. Gri Liste, kara para aklama ve terörün finansmanı konusunda eksiklikleri bulunan ve risk içeren ülkelerin yakın gözetim altında tutulması anlamına geliyor. İşte bu noktada FATF, gri listedeki Türkiye’ye, ‘Terörle bağlantılı varlıkları dondur’ dedi. Erdoğan Rejimi ise bu isteği kendisi için fırsata çevirdi. Susturmak istediği ne kadar muhalif varsa bir torbaya doldurup KHK ile liste ilan etti. 34 gazetecinin yer aldığı 770 kişilik liste terörle ilişkilendirerek finansal istihbarat kurumlarına gönderildi. Son derece muğlak ve soyut bir suçlama yüzünden yurt dışındaki gazeteciler gündelik bankacılık işlemlerinde engelle karşılaşıyor.
Malvarlığı dondurulanlar, sadece KHK listelerinde yer alan 34 gazeteci değil. Halen Türkiye’de yıllardır hapis yatan çok sayıda gazetecinin mallarına da el konuldu. Bu gazeteciler hem özgürlüklerinden hem malvarlıklarından oldu.
Hazırlanan raporda; Uluslararası kuruluşların, Ankara’nın uyduruk KHK’larını kabul etmemeleri gerektiği ve kötüye kullanımın engellenmesi isteniyor.