2. Dünya Savaşı’ndan sonra yakalanan birçok asker, savaş sırasında yaşanan katliamlar karşısında ‘bilmiyorduk’ savunması yaptı. Gazeteci ve medya çalışanları olarak, aynı acıların bir daha yaşanmaması, kimsenin ‘bilmiyorduk’ dememesi için gerçekleri anlatmak ve tüm dünyaya duyurabilmek için var gücümüzle çalışıyoruz. 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde gazeteciler olarak sesleniyoruz: Kimse ‘bilmiyorduk’, ‘duymadık’ demesin; çünkü gazeteciler baskı altında ve özgür değil.
Birleşmiş Milletler, basının demokrasiyi korumaktaki rolünü vurgulamak amacıyla 1993 yılında, 3 Mayıs’ı, tüm dünyada ‘Dünya Basın Özgürlüğü Günü’ olarak kutlanmasına karar verdi. O günden bugüne; iletişim teknolojileri gelişti, internet kullanımı yaygınlaştı. Ancak bir şey değişmedi: Gazetecilere yönelik baskı ve ifade ve basın özgürlüğüne yönelik tehdit. İfade ve basın özgürlüğü; tüm dünyada artan otoriter yönetimler nedeniyle geriliyor ve büyük bir tehdit altında.
Atlatılan pandemi sorunu, tüm insanlığa doğru haber ve bilginin önemini bir kez tekrar gösterdi. Ardından Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısıyla başlayan savaş, propaganda ve dezenformasyona dayalı yayıncılığın ülkelerin elinde nasıl silah olarak kullanıldığını ortaya koydu. Bu savaşta, propaganda ve yanlış bilgilerden arındırılarak insanların gerçekleri öğrenebilmesi için gazetecilere büyük iş düştü ve düşmeye devam ediyor.
Rusya’da savaşı eleştiren birçok gazeteci cezaevine atıldı veya yurt dışına çıkmak zorunda kaldı. Meksika’dan Çin’e kadar birçok ülkede gazeteciler hala çok büyük sıkıntılar yaşıyorlar. Dünyada tutuklu gazeteci sayısında rekor bir yükseliş var. Bağımsız sivil toplum örgütlerinin rakamlarına göre; tüm dünyada 600’den fazla gazeteci cezaevinde.
Türkiye’de daha geçen hafta çok sayıda gazeteci gözaltına alındı, 4 gazeteci tutuklandı. Meslektaşlarının tutuklanması protesto eden 2 gazeteci Dicle Müftüoğlu ve Sedat Yılmaz, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nün başladığı saatlerde, tam 01.30’da tutuklandı. Sadece Türkiye’de 70’den fazla gazeteci cezaevinde. Mehmet Baransu, Hidayet Karaca, Gültekin Avcı gibi gazeteciler, 7 yıldan fazla süredir demir parmaklıklar ardında. Gazeteci Abdurrahman Gök, polis kurşunuyla öldürülen bir gencin fotoğrafını çektiği için rejimin hedefi oldu ve seçime günler kala hapse atıldı. Dicle Fırat Gazeteciler Derneği Eşbaşkanı Serdar Altan, yaptığı yayınlar gerekçe gösterilerek aylardır cezaevinde.
Gazeteciler, hedef gösteriliyor ve ağır baskılara maruz kalıyor. 3 Mayıs, basın özgürlüğünün önemini, gazetecilerin; demokrasi ve insan hakları konusunda vazgeçilmez olduğunu anlatma günü. Bugün, hedef gösterilen gazetecilere ve tüm medya çalışanlarına sahip çıkma günü.
3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde bir kez daha haykırıyoruz:
Gerçek, insanları özgür yapar. İşini iyi yapan gazeteciler, medya çalışanları; sizin gerçekleri öğrenebilmeniz için hayatlarını kaybetme, hapishaneye düşme riskine rağmen bedeller ödeyerek var gücüyle çalışıyor. Tüm dünyada artan basın ve ifade özgürlüğüne yönelik baskı ve şiddet konusunda teyakkuzda olmalı, gazetecilerin özgürce yazabilmeleri, konuşabilmeleri için mücadele etmeliyiz.
International Journalists Association e.V.