Erdoğan rejimi son on yıldır sistematik olarak Türkiye medyasını tek tipleştirme ve sindirme çabası içinde. Konvansiyonel medya büyük ölçüde iktidar kontrolünde yayın yapıyor. Ülkedeki ve yurtdışındaki az sayıda özgür yayın organı da internet üzerinden, iktidarın baskısı altında ve zor şartlarda gazetecilik yapmaya çalışıyor.
15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası ilan edilen ve iki yıl süren Olağanüstü Hal rejiminde yüzlerce gazete, televizyon ve radyo mahkeme kararı olmadan kapatıldı. Bu süreçte yüzlerce gazeteci gözaltına alındı ya da tutuklandı.
Türkiye uluslararası insan hakları ve basın özgürlüğü kuruluşlarının yaptığı tespitlere göre hala ‘Dünyanın en çok gazeteci hapseden’ ülkeleri arasında.
Yurtdışından yayın yapan gazeteciler Türk istihbaratınca izleniyor ve iktidar yanlısı medya tarafından hedef gösteriliyor. Bu gazetecilerden bazıları saldırıya uğradı ve ciddi yaralanmalara maruz kaldı.
Erdoğan Rejimi şimdi de fikir ve ifade özgürlüğüne yönelik son darbeyi vurmaya hazırlanıyor. 2023 seçimleri yaklaşırken iktidar, sözde ‘yalan haberi önleme’ bahanesiyle özgür medyayı tamamen susturmayı ve internetten yayın yapan medya ile Youtube, Twitter gibi sosyal medya mecralarını denetim altına almayı amaçlıyor.
Türkiye ve yurtdışındaki son özgür sesleri de susturmaya çalışan bu yasanın geçmesiyle zaten yok olma noktasındaki basın özgürlüğü ve kişisel özgürlükler daha da kısıtlanacaktır. Başta siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri olmak üzere herkesi duyarlı olmaya davet ediyoruz.