Aralarında iş insanı Osman Kavala’nın da bulunduğu 16 sanığın yargılandığı Gezi Parkı davasının dördüncü duruşması bugün Silivri’de, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Ara kararını açıklayan mahkeme, Kavala’nın tutukluluğunun devamına hükmetti.
Kavala’nın avukatları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararı doğrultusunda Osman Kavala’nın tahliyesini talep etti. Mahkeme başkanı, AİHM kararının kesip olup olmadığının Adalet Bakanlığı’na sorulduğunu ve cevap beklediklerini açıkladı. Mahkeme heyeti, Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına karar verirken adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılananların beraat talebini de reddetti. Duruşma 28 Ocak 2020 tarihine ertelendi.
AİHM 10 Aralık’ta açıkladığı kararında, iki yıldan uzun süredir cezaevinde bulunan Osman Kavala’nın serbest bırakılması çağrısında bulunmuştu. Strasbourg’daki mahkeme, Kavala’nın “siyasi nedenlerle” ve “insan hakları savunucularını susturmak” amacıyla tutuklanarak yargılandığı sonucuna varmıştı.
Kavala’nın yanı sıra aralarında gazeteci Can Dündar, mimar Ayşe Mücella Yapıcı ve oyuncu Memet Ali Alabora’nın da bulunduğu 16 sanık, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasıyla yargılanıyor.
Kavala tahliyesini talep etti
Duruşmada, 2013 yılındaki Gezi Parkı eylemleri sırasında baş komiser olarak görev yapan Ercan Orhan Aydın ve o dönemde İstanbul Güvenlik Şube Müdürlüğü’nde görev yapan Hasan Gül tanık olarak dinlendi. Her iki tanık da, Gezi Parkı eylemlerini kimin finanse ettiğini bilmediğini ifade etti.
Tanıkların dinlenmesinin ardından söz verilen davanın tek tutuklu sanığı Osman Kavala, “Tanıklar benim herhangi bir şiddet eylemine katıldığıma ve şiddet eylemlerini yönlendirmiş olduğuma dair de bilgi vermediler. Diyeceğim bir şey yok” dedi. Diğer tutuksuz sanıkların dinlenmesinin ardından tekrar söz alan Kavala, “Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) raporunda da belirtildiği gibi benim üzerimden Gezi olaylarına herhangi bir kaynak aktarımı söz konusu olmamıştır” şeklinde konuştu. “Çalışmaların Gülencilikle suçlanmış görevlilerce yapıldığı ortadadır. 650 sayfalık iddianamedeki tüm faaliyetler şiddet içermeyen eylemlerdir. İddianamedeki deliller suç unsuru taşımamaktadır ve benimle hiçbir mantıksal ve olgusal bağlantısı yoktur” ifadelerini kullanan Osman Kavala, “İki yıla aşkın süredir en temel hakkım olan özgürlükten mahrum bırakılmam konusunun giderilmesini talep ediyorum” dedi.
Kavala duruşma sonrasında yaptığı açıklamada da, “Mahkeme heyetinin tutuklama kararını sürdürmesi benim için çok şaşırtıcı oldu” diyerek, “Yargının itibarını da zedeleyen bu kararın bir an önce düzeltilmesine gerektiğine inanıyorum” ifadesini kullandı.
Avrupalı siyasetçilerden “Kavala serbest bırakılsın” çağrısı
Duruşma, Avrupa ülkelerinden siyasetçiler tarafından da yakından takip ediliyor. Duruşma öncesinde açıklama yapan bazı Avrupalı siyasetçiler, Osman Kavala’nın serbest bırakılması çağrısında bulundu.
Avrupa Parlamentosu milletvekili ve Türkiye-Avrupa Birliği Karma Parlamentosu Başkanı Sergey Lagodinsky de duruşmayı izlemek üzere İstanbul’a gitti. Yeşiller partili Lagodinsky, duruşma öncesinde Alman haber ajansı dpa’ya yaptığı açıklamada, AİHM kararı sonrasında Avrupa’nın davayı takip ettiğini ve yargılanan bu insanların “kaderini” önemsediklerini göstermek için duruşmayı izlemeye geldiğini ifade etti. Lagodinsky, Kavala’ya ilişkin olarak da “Türk hakimlerin Avrupa standartlarına bağlı olduklarını hissetmeleri ve onu serbest bırakmaları beklentisi” içinde olduğunu söyledi.
Alman hükümetinin İnsan Hakları Sorumlusu Bärbel Kofler ve Fransa Dışişleri Bakanlığı İnsan Hakları Sorumlusu François Croquette de duruşma öncesinde ortak bir açıklama yaparak, Türkiye’ye hukuk devleti standartlarına uyma çağrısında bulundu. Açıklamada, “Türkiye’nin hukuk devleti standartlarına uyma yükümlüğünü” kabul ettiği hatırlatılarak, Osman Kavala’nın AİHM kararı doğrultusunda serbest bırakılması gerektiğinin altı çizildi.
16 Ekim 2017’de gözaltına alınan Osman Kavala, tutuklandığı 1 Kasım 2017’den beri cezaevinde bulunuyor.
Kaynak: www.dw.com