P24 Bağımsız Gazetecilik Platformu ve Londra merkezli ifade özgürlüğü kuruluşu ARTICLE 19, yeniden görülen Altanlar davasının 4 Kasım 2019 günü görülen karar duruşmasının ardından ortak bir açıklama yayımladı.
5 Kasım 2019 günü yayımlanan açıklamada Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ın tahliyelerinin ve Mehmet Altan’ın beraatinin memnuniyetle karşılandığı ifade edilirken, yeniden yargılama sonucunda hapis cezasına çarptırılan tüm sanıklar hakkındaki mahkûmiyet kararlarının bozulması ve tutukluluk hallerinin devamına karar verilen tüm sanıkların tahliye edilmeleri talep edildi.
Açıklamanın Türkçe tercümesini aşağıda yayınlıyoruz:
Proje ortakları P24 ve ARTICLE 19, Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ın üç yılı aşkın tutukluluklarının ardından 4 Kasım akşamı tahliye edilmelerini ve Mehmet Altan’ın beraatini memnuniyetle karşılamaktadır.
P24’ün kurucularından Ahmet Altan, tahliyesinin ardından verdiği özel mülakatta şunları söylemiştir:
“Sevdiklerimle bir arada olabilmek ve gökyüzüne tekrar bakabilmek beni ne kadar mutlu etse de, şu an kutlama yapmanın sırası değil. Hapiste haksız yere tutulan binlerce masum insanın arasında kendi tahliye haberini almak hiç de kolay olmuyor.”
Tahliyeler, Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak ve diğerlerinin yeniden yargılandığı davanın sonunda “terör örgütüne yardım” ve “örgüte üyelik” suçlarından verilen sarsıcı nitelikteki hükümler sonrasında geldi. “Üye olmamakla birlikte örgüte yardım” suçundan Ahmet Altan 10 yıl 6 ay, Nazlı Ilıcak ise 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Kararın açıklanmasının ardından İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, her iki gazetecinin de hapiste geçirdiği üç yılı aşkın süre göz önünde bulundurularak tahliyelerine hükmetti. Mehmet Altan ise hakkındaki tüm suçlamalardan beraat etti.
Mehmet Altan’ın beraati ve Ahmet Altan ile Nazlı Ilıcak’ın tahliyelerini memnuniyetle karşılıyor olmakla birlikte, haklarında soruşturma dahi açılmaması gerektiği yönündeki görüşümüzü yineliyoruz. Davadaki diğer sanıklar ise adil yargılanma haklarının ihlâl edildiği bir yargılama ve yeniden yargılama sürecinin sonunda halen cezaevinde.
Türk yetkili makamları ifade özgürlüğü hakkını kullanan bireyleri baskı altına almaya son vermediği ve yargı bağımsızlığını güvence altına alacak inandırıcı adımlar atılmadığı sürece adalet yerini bulmayacak.
Yeniden yargılamanın ikinci duruşmasında İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen hüküm ile Mehmet Altan üstüne atılı tüm suçlamalardan beraat etti. “Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme” suçundan Ahmet Altan 10 yıl 6 ay, Nazlı Ilıcak ise 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı ve sonrasında her ikisi de tutuklulukta geçen süre göz önünde bulundurularak tahliye edildi. “Örgüt üyeliği” suçundan 10 yıl 15 ay hapis cezası verilen Fevzi Yazıcı ve Yakup Şimşek ile 12 yıl hapis cezasına çarptırılan Şükrü Tuğrul Özşengül’ün ise tutukluluk hâlleri devam etmekte.
ARTICLE 19’un Avrupa ve Orta Asya Program Direktörü Sarah Clarke, karara ilişkin şunları söyledi:
“Bugün Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak, üç yılı aşkın haksız tutukluluklarının ardından serbest kalmanın sevincini yaşıyor, ancak hukuk aracılığıyla maruz bırakıldıkları baskı, davada verilen sarsıcı hüküm üzerinden devam ediyor. Yaşadıkları bu baskı, haklarındaki hükümler bozulmadığı ve haksız olarak hapiste, yakınlarından ayrı olarak geçirdikleri süre tazmin edilmediği sürece sona ermeyecek.
Bir yandan tahliyeleri sevinçle karşılarken, diğer yandan siyasî saiklerle hapiste tutulan diğerleri için mücadele etmeye devam edeceğiz. Davanın temyiz sürecini yakından takip ediyor olacağız. Temyiz sürecinde sanıklar hakkındaki hükümlerin bozulmasını talep ediyoruz. Bu kişilerin suç işlediklerine dair haklarında inandırıcı bir delil bulunmamaktadır.”
Çelişkili hükümler
Mehmet ve Ahmet Altan kardeşler hakkındaki dava dosyaları birbiriyle neredeyse aynı olduğu hâlde davanın her ikisi açısından birbirine zıt neticeleri olması bir yandan ülkedeki yargı sisteminin aldığı kararların siyasi ve keyfî olduğunu, diğer yandan ülkede yargılanmakta olan gazeteciler için adalet beklentisinin sıfır olduğunu göstermektedir.
Hem Anayasa Mahkemesi hem Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Mehmet Altan’ın özgürlük ve güvenlik hakkı ile ifade ve basın özgürlüklerinin ihlâl edildiğini tespit etmişken, aynı Anayasa Mahkemesi, Ahmet Altan’ın başvurusuna ilişkin kararında hak ihlâli bulunmadığına hükmetmiştir. Ayrıca, Yargıtay, Mehmet Altan hakkında suçlama için yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığına hükmetmişken, aralarında 2016 yılındaki darbe girişiminden bir gün önce yayımlanan bir televizyon programında dile getirdikleri görüşlerin de bulunduğu aynı deliller, Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak’a verilen hapis cezalarına dayanak olarak gösterilmiştir.
Ahmet Altan adına Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvuru, hâlen mahkeme önünde beklemektedir.
Adil yargılamanın ihlâli
ARTICLE 19, yeniden yargılama da dahil olmak üzere, dava kapsamında görülen tüm duruşmaları izlemiş, ilk derece mahkemesine mütalaa sunmuş, ve davanın başından itibaren adil yargılanma hakkının ihlâl edildiği yönündeki endişelerini ortaya koymuştur. A19 aynı zamanda Ahmet Altan ve Mehmet Altan’ın AİHM önündeki dosyalarına üçüncü taraflarca müdahillik taleplerine de öncülük etmiştir.
Şimdi ise, davada terör suçlamalarıyla ağır cezalara hükmedilmiştir. Bu cezalara dayanak olarak gösterilen delillerin tamamı, kendi başına suç teşkil etmeyen eylemlerden oluşmaktadır, veya bir terör örgütüyle irtibatı gösteren deliller değildir.
Dava kapsamında ceza verilen sanıklar hakkındaki mahkûmiyet hükümlerinin bozulmasını ve tutukluluk hâllerinin devamına karar verilen tüm sanıkların serbest bırakılmalarını talep ediyoruz. Tüm sanıklara haksız yere cezaevinde tutuldukları süre için tazminat ödenmelidir. Türkiye yetkili makamları, Yargı Reform Paketi gibi göstermelik reformlar yerine yargının bağımsızlığını sağlayacak inandırıcı adımlar atmalı ve ifade özgürlüğünü kullanan bireylere uyguladığı baskıyı sonlandırmalıdır.
Kaynak: P24