Gazetecilere savunma desteği vermeyi amaçlayan Basın Avukatları Ağı’nın kurucularından Veysel Ok, Türkiye’de “yargının aldığı yeni pozisyon” nedeniyle böyle bir girişimde bulunduklarını söyledi.
150’den fazla gazetecinin hapiste olduğu Türkiye’de 30’u aşkın avukat bir araya gelerek, hakkında dava açılan gazetecilere destek için bir ağ kurdu.
Basın Avukatları Ağı’nı kuran isimler arasında Türkiye’de bir yıl süren tutukluluğunun ardından serbest bırakılan Alman gazeteci Deniz Yücel’in avukatlığını üstlenen Veysel Ok da yer alıyor.
DW Türkçe’ye konuşan Ok, Türkiye’de basın özgürlüğü davalarına bakan farklı siyasal görüştenavukatların, savunma desteği ve adalet erişimini yaygınlaştırmak için bir araya geldiğini söyledi.
15 Temmuz darbe girişimi sonrası yargı alanında Türkiye’de yaşanan gerilemelere dikkat çeken avukat Ok, ilk toplantılarına 35’e yakın avukatın katıldığını belirtti. Ok, “Bunlar Zaman gazetesinden tutun da Cumhuriyet’e, Murat Aksoy davasından İnsan Hakları Derneği’ne kadar farklı siyasal ve toplumsal zeminlerden gelen, davalara bakan insanlar. Türkiye’de ilk defa bir araya geldi bu avukatlar” dedi.
15 Temmuz etkisi
15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası ilan edilen olağanüstü hâl (OHAL) uygulaması ve bu uygulama kapsamında çıkarılan kanun hükmünde kararnameler (KHK) neticesinde Türkiye’de 112 bin 677 kamu çalışanı görevinden ihraç edildi.
OHAL kapsamında birçok gazeteci hakkında da cezai kovuşturma başlatıldı ve tutuklama kararı alındı. Sınır Tanımayan Gazeteciler’in Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu tarafından kaleme alınan BİA gözlem raporuna göre, Türkiye’de şu an 520 gazeteci yargılanıyor. Uluslararası Yazarlar Birliği PEN’in yayımladığı raporda ise 15 Temmuz sonrası toplam 200 basın kuruluşu için kapatma kararı alındığı, bunlardan 25’i hakkındaki kararın kaldırıldığı belirtiliyor. Rapora göre 31 Aralık 2017 tarihi itibarıyla Türkiye’de kapatılan yayın kuruluşu sayısı 175.
Ok, oluşumun ortaya çıkışını şöyle açıklıyor: “Yargı bir pozisyon belirledi 15 Temmuz’dan sonra. Bu pozisyon nedir? Bu pozisyon sürekli ceza verme eğilimi, yani gazeteci ve yazarlara konuştuklarından, yazdıklarından dolayı sürekli ceza verme eğilimi söz konusu ve bu giderek bir istisna olmaktan çıkıp herkese yönelik bir politikaya dönüştü.”
Ok basın davalarına bakan avukatlar arasında da buna istinaden bir dayanışmaya yönelme olduğunu söyledi.
AİHM sürecinde yardım
Veysel Ok, basın avukatları ağının içerisinde eğitim çalışmasından savunma taktikleri desteğine ve uluslararası mekanizmalara erişime kadar birçok konuda dayanışma olacağını söyledi.
Ok, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuruların düşük olduğuna dikkat çekerek, en önemli amaçlarının bu süreçte avukat ve gazetecilere destek vermek olduğunu belirtti.
Ok, “150’den fazla tutuklu gazeteci var, ama başvuru sayısı 15’i aşmıyor AİHM’e. Bunun birçok sebebi var. Uluslararası adalet mekanizmasına erişim açısından bu dayanışmanın çok önemli olduğunu düşünüyoruz” dedi ve şöyle devam etti: “Asıl hedeflerimizden bir tanesi uluslararaası adalet mekanizmasına, adalete erişim noktasında sıkıntı yaşayan avukatlara, gazeteci ve yazarlara bu erişimi kolaylaştırmak.”
Ok, insan hakları savunucusu avukat Eren Keskin, İnsan Hakları Derneği ve Af Örgütü de dâhil olmak üzere birçok sivil toplum kuruluşumun oluşuma destek verdiğini söyledi. Ok, yurtdışından da destek arayışları olduğunu ifade etti.
Ok, sonbaharda Berlin’de Berlin Barosu ve insan hakları ile ilgilenen sivil toplum örgütleriyle buluşup işbirliği seçeneklerini ele alacaklarını aktardı.
Kaynak: DW