Rus işgalcilerinden biri tarafından cep telefonuyla kaydedilen, silahsız bir Ukrayna askerinin infaz edilişinin videosu mart ayının başlarında tüm Ukraynalıları şoke etti. İnfazın açık görüntüleri, ölen kişiye ilişkin etik tartışmaları alevlendirdi. Video sosyal medyada yayıldığı için de gazetecilik kuralları hiçe sayıldı.
Bazı medya organları gerçekten sorumsuzca davrandı. Öldürülen kişinin kimliği hızla ve kontrolsüzce yayıldı. Doğruluğu ya da yakınlarının ruh halleri umursanmadı. Bazı gazeteciler, savaş sırasında yaşanan benzer olaylara dikkat çektiler. Belli ki savaş suçu niteliğindeki bu tür infazlar binlerce kez gerçekleşti, gerçekleşiyor. Fakat hepsi işgalciler tarafından cesaretle kaydedilmiyor veya cep telefonu kamerasına tesadüfen yakalanmıyor.
MAKSİM LEVİN’İN İNFAZI
Bu tür cinayetleri belgelemek için özverili çalışmalar gerekiyor. Geçen yıl mart ayında Ruslar, Ukraynalı gazeteci Maksim Levin’i infaz etti. Suçun ayrıntıları Sınır Tanımayan Gazeteciler tarafından yapılan bir soruşturma sayesinde ortaya çıktı.
Levin’in meslektaşı gazeteci Sonya Koshkina’nın aktardığına göre, vurulmadan önce kurşun geçirmez yeleği ve üzerinde “Basın” yazan miğferi çıkartılmıştı. Sonya olayın detaylarını şu şekilde ifade ediyor: “Ruslar, 300 metre ötede arkadaşı, Oleksiy Çernışov’u canlı canlı yakıyordu. Yani Maksim ne olduğunu ve kendisine neyin beklediğini sezdi. Son sözlerini bilmiyoruz ama eminim ki onurlu bir şekilde gözlerini yumdu. Belki de ‘Ukrayna yaşasın!’ veya ‘Düşmanlara ölüm!’ diye bağırdı. Onu tanıdığım için şüphem yok. Onu vurduklarında ayakta duruyordu. Kontrollü bir şekilde kafasına kesinlikle yaşamaması için toplam üç kurşun sıktılar.”
BİR YILDA 43 GAZETECİ
Sosyal medyadaki sayısız video arasında Ukraynalı gazeteciler gerçeği bulmaya ve dünyayı bilgilendirmeye çalışıyor. Ukrayna’da savaşın ilk yılında 12 gazeteci hayatını kaybetti. Yerel organizasyonlar, 43 gazetecinin öldüğünü söylüyor, sayılardaki farklılık hayatını kaybettiği anda gazetecilik görevini yerine getiremeyen meslektaşlarımızı kapsamasından kaynaklanıyor. Ancak kabul edelim, her kayıp her hâlükârda korkunçtur.
Bir zamanlar, Irak’taki çatışmaların kapsamını analiz eden gazeteci Lüdmila Vannik, “Savaş başladığında, savaşın ilk kurbanı gerçek olur” diye belirtmişti. Rusya saldırısının ilk günlerinde, Ukraynalılara kayıpların tam sayısını savaştan sonra öğreneceğimiz söylendi.
Öte yandan, Genelkurmay Başkanlığı daha önce var olan bir dizi haber yasağını güncelledi. Rusya, 2014 yılından beri Ukrayna’da savaşıyor ve savaşın tam ölçekli başlamasıyla özel bir önem kazandı. Askeri birliklerin hareketlerini ve konumlarını açıklamak, önemli nesnelerin yerlerini göstermek yasaklandı. Geçen yıl Nisan ayında, Ukrayna Ceza Kanunu’na bu tür ihlaller halinde 12 yıla kadar hapis cezası talebi getirildi. Ancak Anayasaya göre Ukrayna’da sansür yasak olmaya devam ediyor.
Ayrıca, bir yıl önce ilgili makamlar yabancı gazetecilere neredeyse hiçbir engel olmaksızın akreditasyon vermeye başladı. Büyük ölçüde onların başarıları ve cesaretleri sayesinde tüm dünya Ukrayna’da olup biten korkunç resme şahit oldu.
MEDYA İŞGAL ALTINDA
Yüzlerce, hatta binlerce gazeteci Ukrayna’da işgal altında kaldı. Dünya çapındaki mesleki dayanışma içinde olduğumuz ortaklarımız, güneş panelleri, maddi yardımlar, gazetecilik ekipmanları ve çok daha fazlasını ivedilikle sağladı. Uluslararası ve Avrupa Gazeteciler Federasyonları tarafından açılan gazetecilik dayanışma merkezleri, hukuki, psikolojik, eğitim ve hatta gıda yardımı sağladı. Bu merkezlerin faaliyetleri halen devam ediyor. Yüzlerce Ukraynalı gazeteci (çoğunlukla kadınlar) yurt dışına çıktı.
Ukrayna’nın bilgi alanı köklü bir değişime uğradı. Bir yıl önce başlayan ülke çapındaki “Tek ve ortak Haberler” Telemaraton hala devam ediyor. Ancak Telemaraton’un dışında ve genel izleyici kitlesi için erişilemez olan üç televizyon kanalı var. Bu kanallar Ukrayna yanlısı bir pozisyona sahip olsalar da Cumhurbaşkanı Zelenskiy’ye karşı oldukça eleştirel bir tutum sergiliyorlar. Başlangıçta toplumun birleşmesi için var olan ortak yayınların olumlu etkisi, şimdilerde propagandaya kayıyor. Tek ses projesi Telemaraton yayınlarının sunucularının gazetecilik standartlarını ihlalleri de her gün artıyor.
Bu elbette gazeteciliğin ilerlemesine yardımcı olmuyor. Yabancı medya kuruluşlarının akreditasyon başvurularının reddi arttı. Yeni Medya Kanunu’nun 1 Nisan’da yürürlüğe girmesi planlanıyor. Hükümet memnun ancak gazeteci meslek örgütleri rahatsız.
‘BAĞIMLI MEDYA’ ENDİŞESİ
Ukraynalı gazetecilerin endişe duyduğu temel konular arasında; düzenleyici kurum olan Ulusal Televizyon ve Radyo Yayıncılığı Konseyi’nin (NRTR) siyasi bağımlılığı, yazılı ve internet medyasının düzenlenme alanının genişletilmesi ve yargısız ceza yaptırımlarının genişletilmesi yer alıyor.
UKRAYNALI GAZETECİLER CESARETİN VE MESLEĞE BAĞLILIĞI SEMBOLÜ
Bugün, Ukraynalı gazeteciler cesaretin ve mesleğe bağlılığın sembolü oldular. Birçok açıdan dünya trendlerini belirliyorlar. Abluka, işgal, göç, yazı işlerinin ve ülkelerinin yok edilmesi, meslektaşlarının ve yakınlarının kaybına katlanarak bir yıldır süren savaşta ayakta kaldılar. Ancak hala yardıma ihtiyaçları var ve ülkeleri içindeki baskılara rağmen işlerine devam ediyorlar. Rus işgalcilerin suçlarını ve savaş cephesindeki durumu haber yapan gazeteciler, suiistimalleri ve yolsuzluğu ifşa ediyor, üst düzey yetkililerin istifasını istiyorlar. Bu nedenle, savaştan sonra Ukrayna’daki gerçeğin yaralı da olsa canlı kalacağına dair umut var.
Serhiy Şturhetskıy, gazeteci, Ukrayna Bağımsız Medya Sendikası Komitesi Başkanı. Ulusal Ostroh ve Kyiv-Mohila Akademisi’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. Ukrayna Cumhurbaşkanı’na bağlı İfade Özgürlüğü ve Gazetecilerin Koruma Konseyi üyesi.